26 Temmuz 2009 Pazar

İnce kırmızı hat

Kemal Serdar / AKŞAM

Felipe Massa'nın başına gelen trajik kaza sonrası Formula 1 tarihine şöyle bir göz atalım dedik. Ve sizlere ses duvarına yaklaşan hızlarda seyreden bu cesur adamların ölümle aralarındaki o "ince kırmızı hattın" belirginsizleştiği anları derledik. Mevzunun özünü "araba, erkek ve yarış" dinamiklerinin oluşturması derlemenin yelpazesini de genişletiyor haliyle... Pistler neler görmedi ki, Coulthard'ın 1998'de bovling topu gibi bir hamlede 14 aracı yarış dışı bırakması, 1993 Belçika GP'sinde ölümden dönen Zanardi'nin daha sonra Indy Car'da bacaklarını kaybetmesine rağmen yarışlardan kopmaması, 1992'de yine Belçika'da meydana gelen kazada Gilles Villeneuve'nin trajik sonu bunlardan bir kaçı. Tabii ki kazalar üzücüdür. Ama öyle iki pilot vardı ki, onların hikayesi Formula 1 severlerin yüreklerini acıtacak, cinstendi: Niki Lauda ve Ayrton Senna. İkisi de F1'in gelmiş geçmiş en iyi pilotları arasında yer alıyordu. Ama kader birisine gülerken, diğerini de hayattan kopardı. Lauda, 1976 Almanya GP'sinde Ferrarisi'nin kontrolünü kaybedip, bariyerlere çarptı, ardından piste geri göndü. Alevler içinde kalan arabasına bir başka araç çarptı. Dört rakibinin güçlükle Ferrari'den çıkardığı Lauda, yüzü fena halde yanmış, ciğerleri duman ve gazdan zehirlenmiş bir şekilde hastaneye kaldırıldı. Mirasını yazması istenen ve başına rahip çağırılan efsane pilot, "Ben cehennemi zaten yaşadım peder" diyerek birkaç hafta sonra pistlere döndü. Hatta, bir sezon sonra da şampiyon olmayı başardı. Yüzündeki yanık izlerini de büyük bir gururla taşıdı. Senna ise Niki kadar şanslı değildi. Yıl 1994, yer F1'in en hızlı pisti Imola.. Ayrton'un "Çekirge" olarak tanımladığı o zamanların çaylak pilotu Barrichello'nun antrenman turlarında geçirdiği feci kaza kabusun da başlangıcı oldu. İkinci trajedi ise bir sonraki gün yaşandı. Bir başka çaylak Roland Ratzenberger, arabasının kontrolünü kaybediyor ve 315 km hızla duvara çarpıyordu. Boynu kırılan Avusturyalı pilotun spin atmaya devam ederken görünen cansız başının sallanma anı ise Formula 1'de görülebilecek en acı görüntülerden bir tanesi olarak hafızalara kazınıyordu. Pit-stopta kazayı izleyen Senna'nın da gözleri dolmuş ve Brezilyalı efsane kameralardan kaçarak ağlamıştı. 1982 yılından beri Formula 1'de ölen ilk pilot olan Ratzenberger ne yazık ki sonuncu olmayacaktı. Ertesi gün.... Senna, pole pozisyonunda başladığı San Marino Grand Prix'inde de kendine has sürüşünü sergiliyordu. Ta ki o lanetli Tamburello virajına kadar... Ve; 220 km hızla duvara çarpan Formula 1 tarihinin gelmiş geçmiş en iyi pilotu, Formula 1 tarihinin en ünlü kazasıyla aramızdan ayrılıyordu. Senna, o sabah Ratzenberger'in hayatına mal olan kaza yüzünden pilot arkadaşlarına örgütlenme çağrısı yapmış ve Formula 1 araçlarındaki güvenlik önlemlerinin arttırılması için bir şeyler yapmaları gerektiğini söylemişti. Brezilyalı efsane konuşmasıyla olmasa da ölümüyle istediklerini organizatörlere yaptırmayı başardı. Senna'nın kokpitini inceleyen görevliler ise yarışı kazanacağından emin olan Senna'nın podyuma çıktığında Avusturyalı Ratzenberger'i onurlandırmak için taşıdığı bir nesneyle karşılaşmış ve onlar da göz yaşlarına hakim olamamıştı; Avusturya bayrağı....Senna'nın hayatına mal olan kazası sonrası ortaya birçok spekülasyonlar atıldı. Bunlardan birisi de Massa'nın başına gelenlerle paralellik gösteriyordu. Brezilyalı'nın aracından kopan bir parçanın kaskını delip geçtiği ileri sürüldü ama ispatlanamadı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder