Hüseyin ATAŞ - Cumhuriyet
Bir peri masalı mı devrim hikayesi mi bilinmez ama yarım kalmıştı. Liverno'nun ve solun yeşil sahadaki sancağı Cristiano Lucarelli Ukrayna'ya gitmişti. Kader bu yarım kalan hikayeye göz yummadı. Lucarelli'yi doğup büyüdüğü kente geri getirdi. Üzerinde yükseldiği değerlere yeniden kavuştu. Belki eskisi kadar sivri dilli değil ama o hala solun David Beckham'ı...
Cristiano Lucarelli, endüstriyel futbolda romantik ruhlu bir futbol ikonu. Solcuların Beckham'ı da diyebiliriz. Adana Demirspor'la Livorno arasında oynanacak dostluk maçı için geldiği Adana'da sorularımıza cevap verirken İngiliz marka ve bayraklı spor ayakkabısını görünce puanını kırsak da o hala bir idol. Lucarelli'ye “son vuruşları çok iyi yapan bir santrafor"dan fazlasını ithaf eden elbetteki onun hayattaki duruşu üzerinde şekillenen hikayesiydi. Torino'da top koştururken doğduğu kentin takımı Livorno'nun ikinci lige yükseldiği maçtan sonra sahayı işgal eden taraftarlardan biriydi. Ertesi sezon o da Livorno'ya döndüğünde yaşananlar sonu gelmeyecek bir devrim hikayesine benziyordu.
Kimi futbolcular yüksek transfer ücretlerini kabul edip lüks içinde yaşıyordu. Ancak Lucarelli için o teklifler bir Livorno formasına değişilmezdi. Tutkusu ve inançları bazen tepki toplamasına da yol açıyordu. Attığı gollerden sonra Komünist Parti'den ödünç aldığı sol yumruğuyla taraftarlarını selamlaması, Livorno'nun İtalya milli takımından önce geldiğini açıklaması tartışmalı efsanesine bir çizik daha atıyordu hep.
Verdiği cevaplardan fark edeceksiniz, ilerleyen yıllarla birlikte biraz durulmuş ama öyle bir hikayesi var ki geçen yüzyılda hayallerindeki toplumu statların etrafına inşa edeceğini sanan diktatörler Lucarelli'yle tanışsa ne düşünürdü acaba?
FUTBOL VE SİYASET İLİŞKİSİ
- Futbol ve siyaset arasındaki ilişkiye nasıl bakıyorsunuz?
- Futbolda siyaset her zaman var olacak. Hayatın her alanında olduğu gibi bu kaçınılmaz ama böyle olması bazen de oyunun önüne geçmiyor değil. Bu da futbolun ruhuna zarar veriyor.
- Bununla bağlantılı olarak futbolcuların siyasi görüşlerini açıklamasını doğru buluyor musunuz?
- Sonuçta futbolcular da birer birey ve saha dışında sosyal yaşamları var. Her özgür insan gibi futbolcuların da siyasi görüşlerinin olması ve bunu açıklamaları bana gayet normal geliyor.
- Livorno'nun solcu bir takım olarak anılmasına ne diyorsunuz?
- Öncelikle şunu belirteyim kulüp değil, futbolcular ve taraftarlar solcu. Solcu kulüp diye bir ifade bana yanlış geliyor. Bizim taraftarımızın hayata bakışları aykırı. Buna da saygı duyulması gerekiyor.
- Lazio ve Di Canio hakkında ne söylemek istersin?
- Dediğim gibi solcu, sağcı takım diye bir şey olmamalı. Lazio'ya da Di Canio'nun görüşlerine da saygı duyuyorum.
- İtalya'da “taraftar kartı" projesi gündemde. Ultra'lar (İtalyan Taraftar Grupları) fişleme operasyonu olarak gördükleri için karşı çıkıyorlar.
- Bazı insanların eğitmek amacıyla herkesi cezalandıramazsınız. Ben de karşıyım bu projeye.
- Adana Demirspor-Livorno maçı sizin için nasıl bir anlam taşıyor?
- İki takımın da mazisi birbirine benzyior. Buraya Demirspor taraftarını onurlandırmaya geldik. Çok sportmen ruhlu bir maç oldu. Demirspor taraftarını ve Adana'yı çok sevdim. Özellikle havaalanındaki karşılama çok şaşırtıcıydı.
- Küba ve Livorno'nun bir hazırlık maçında buluşmasını düşlediğinizi açıklamıştınız. Bu hayaliniz devam ediyor mu?
- Evet, hala aynı hayali kuruyorum. Böyle bir maç gerçekten harika olurdu.
MİLLİ TAKIM UNUTULMAZDI
- Milli takım kariyerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz? Gök mavili formayı daha fazla giymek ister miydiniz?
- Milli takımda geçirdiğim zamanlar unutulmazdı ve benim için çok özeldi. Tabii ki her futbolcu gibi milli takımımda olmayı isterim.
- Takip ettiğiniz Türk takımları var mı?
- Aslında yok ama denk gelirse Avrupa Kupası maçlarını izliyorum.
- İtalya'da sürekli gündemi meşgul eden Mourinho hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Ben açık sözlü her insanı severim. Mourinho da fazlasıla açık sözlü bir insan o yüzden çok sempati ile bakıyorum, beğeniyorum.
- Bu sezon Seire A'da kaç gol atmayı hedefliyorsunuz?
- En az 15 gol atacağımı umuyorum.
(anadoludanfutbol.blogspot.com)
Kimi futbolcular yüksek transfer ücretlerini kabul edip lüks içinde yaşıyordu. Ancak Lucarelli için o teklifler bir Livorno formasına değişilmezdi. Tutkusu ve inançları bazen tepki toplamasına da yol açıyordu. Attığı gollerden sonra Komünist Parti'den ödünç aldığı sol yumruğuyla taraftarlarını selamlaması, Livorno'nun İtalya milli takımından önce geldiğini açıklaması tartışmalı efsanesine bir çizik daha atıyordu hep.
Verdiği cevaplardan fark edeceksiniz, ilerleyen yıllarla birlikte biraz durulmuş ama öyle bir hikayesi var ki geçen yüzyılda hayallerindeki toplumu statların etrafına inşa edeceğini sanan diktatörler Lucarelli'yle tanışsa ne düşünürdü acaba?
FUTBOL VE SİYASET İLİŞKİSİ
- Futbol ve siyaset arasındaki ilişkiye nasıl bakıyorsunuz?
- Futbolda siyaset her zaman var olacak. Hayatın her alanında olduğu gibi bu kaçınılmaz ama böyle olması bazen de oyunun önüne geçmiyor değil. Bu da futbolun ruhuna zarar veriyor.
- Bununla bağlantılı olarak futbolcuların siyasi görüşlerini açıklamasını doğru buluyor musunuz?
- Sonuçta futbolcular da birer birey ve saha dışında sosyal yaşamları var. Her özgür insan gibi futbolcuların da siyasi görüşlerinin olması ve bunu açıklamaları bana gayet normal geliyor.
- Livorno'nun solcu bir takım olarak anılmasına ne diyorsunuz?
- Öncelikle şunu belirteyim kulüp değil, futbolcular ve taraftarlar solcu. Solcu kulüp diye bir ifade bana yanlış geliyor. Bizim taraftarımızın hayata bakışları aykırı. Buna da saygı duyulması gerekiyor.
- Lazio ve Di Canio hakkında ne söylemek istersin?
- Dediğim gibi solcu, sağcı takım diye bir şey olmamalı. Lazio'ya da Di Canio'nun görüşlerine da saygı duyuyorum.
- İtalya'da “taraftar kartı" projesi gündemde. Ultra'lar (İtalyan Taraftar Grupları) fişleme operasyonu olarak gördükleri için karşı çıkıyorlar.
- Bazı insanların eğitmek amacıyla herkesi cezalandıramazsınız. Ben de karşıyım bu projeye.
- Adana Demirspor-Livorno maçı sizin için nasıl bir anlam taşıyor?
- İki takımın da mazisi birbirine benzyior. Buraya Demirspor taraftarını onurlandırmaya geldik. Çok sportmen ruhlu bir maç oldu. Demirspor taraftarını ve Adana'yı çok sevdim. Özellikle havaalanındaki karşılama çok şaşırtıcıydı.
- Küba ve Livorno'nun bir hazırlık maçında buluşmasını düşlediğinizi açıklamıştınız. Bu hayaliniz devam ediyor mu?
- Evet, hala aynı hayali kuruyorum. Böyle bir maç gerçekten harika olurdu.
MİLLİ TAKIM UNUTULMAZDI
- Milli takım kariyerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz? Gök mavili formayı daha fazla giymek ister miydiniz?
- Milli takımda geçirdiğim zamanlar unutulmazdı ve benim için çok özeldi. Tabii ki her futbolcu gibi milli takımımda olmayı isterim.
- Takip ettiğiniz Türk takımları var mı?
- Aslında yok ama denk gelirse Avrupa Kupası maçlarını izliyorum.
- İtalya'da sürekli gündemi meşgul eden Mourinho hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Ben açık sözlü her insanı severim. Mourinho da fazlasıla açık sözlü bir insan o yüzden çok sempati ile bakıyorum, beğeniyorum.
- Bu sezon Seire A'da kaç gol atmayı hedefliyorsunuz?
- En az 15 gol atacağımı umuyorum.
(anadoludanfutbol.blogspot.com)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder